New York'ta E-Bisikletler için Plaka Zorunluluğu

New York'taki yeni bir tasarı, e-bisikletler için plaka ve kayıt zorunluluğu getirmeyi hedefliyor. Bu durum, ABD’nin en büyük şehrinde yaşayanlar için önemli bir değişim olabilir. Ancak görünüşte güvenliğe odaklanan bu yasa tasarısının, bazı sosyal grupları hedef aldığı yönünde eleştiriler var.

Meselenin merkezinde, Bob Holden tarafından hazırlanan ve geçen yıl Chinatown'da bir e-bisiklet tarafından vurulan Priscilla Lake'in adını taşıyan "Priscilla'nın Yasası" bulunuyor. Tasarı, Çarşamba günü tartışmaya açıldı fakat New Yorklular, önerilen yasanın avantajları ve dezavantajları hakkında yoğun bir tartışma içinde.

Tasarı, e-bisikletlerin de aynı araç kayıt ve lisans gereksinimlerine tabi olmasını öngörüyor. Holden, "Kırmızı ışık kameraları ve hız kameraları çalışıyor. Neden bunu e-bisikletler için uygulamayalım? Halk sağlığı krizimiz var. İnsanlar sokaklarda yürürken, en tehlikeli yerlerden biri yaya geçidi," diye belirtti.

Holden, New York’ta yayaların ne kadar tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğunu dikkate alıyor. Ancak, e-bisikletler ve e-scooterlar için plaka zorunluluğu, yayalar için en büyük tehlikenin otomobiller olduğunu göz ardı ediyor gibi görünüyor.

New York Post'a göre, son beş yılda e-bisikletler 47 ölümcül trafik kazasına yol açarken, yalnızca 2024’ün ilk yarısında 61 yaya otomobiller tarafından hayatını kaybetti. Bu sayı artarak devam ediyor. 2024’ün ilk dokuz ayında, 600'den fazla yaya otomobiller tarafından ciddi şekilde yaralandı.

Otomobillerin, yayalara karşı 10 kat daha fazla ölüme neden olduğu göz önüne alındığında, bu bağlamda e-bisikletlerin hedef alınması, yağmurda durup nemden şikayet etmek gibi bir durum. Belki de önce bir şemsiye açarak daha büyük bir etki yaratmak mümkün.

Yayalar için nispeten küçük bir tehdidi hedef alma durumu, birçok New Yorklu tarafından fark edildi. Queens sakini Chong Bretillon, "Bunlar, sokaklarda en çok insanı öldüren SUV'lere gitmiyorlar. Bisikletliler kolay hedef. Marginalize edilmiş insanlara bilet vermek daha kolay," diyor.

Aslında, e-bisikletlere yönelik trafik yasalarının daha ciddi bir şekilde uygulanması, yayaların güvenliğini artırmak konusunda çok daha büyük bir etki yaratabilir. Daha büyük araçların yarattığı yaralanma ve ölüm sayıları göz önüne alındığında, daha hafif ve az tehlikeli alternatif ulaşım yöntemlerine fazla odaklanmak en iyi ihtimalle yanlış, en kötü ihtimalle ise hesaplı görünüyor.

Bisikletçi ve e-bisiklet sürücüleri genellikle daha fazla marjinal toplulukları kapsıyor, bu da bazılarına bu kısıtlamaların hedefinin bu topluluklar olduğunu düşündürüyor. E-bisikletler, birçok göçmenin çalıştığı teslimat işçileri için tercih edilen ulaşım yöntemidir. Düşük gelirli bir iş, her gün şehre otomobil ile giden daha yüksek gelirli çalışanlara göre zaten bir zorluk teşkil ediyor. Artık bu bireyler ve her kesimden e-bisiklet sürücüleri, sadece SUV'lerin içinde saklananlar için değil, tüm yol kullanıcıları için daha güvenli olduğu kanıtlanmış bu verimli ve düşük maliyetli ulaşım alternatifine karşı daha fazla kısıtlamalarla yüzleşmek zorunda kalabilirler.